7 Nisan 2014 Pazartesi

'Mini popüler' kavramı ve Cumhurbaşkanlığı dahil çeşitli konulardan değerlendirilmesi

Popüler demek genele hitabe eden,  toplumun çoğu kesimi tarafından benimsenmiş, hakim olan demektir.
Popüler olan, daha çok olan demektir, -ki nicellik niteliği götürdüğünden çoğunlukla nitelikli bir popülerlik durumuyla karşılaşılmaz.

Ben mini popüler terimini kullanmak istiyorum ki daha önce rastladığım bir kavram değil, örneğin sadece gençler arasında İnci Sözlük gibi platformların popülerliği, İnci Sözlüğü genel anlamda popüler yapmaz, sadece belirli yaş grupları arasında popüler olduğu için mini popüler demek daha mantıklı olur.

Örneğin AK Parti bugün ciddi manada popülerdir, Şafak Tanrıverdi ise mini popülerdir.

İşte bu mini popüler olma durumunu fazlasıyla sakıncalı buluyorum. Nitekim bu kavram, hem 'mini'olması dolayısıyla kapılıp gitmenin daha kolay olduğu, farklı hissetmenin ve alt benliği gerçekleştirmenin daha çekici bir yolu olarak karşımıza çıkan FAKAT popüler ekinin getirdiği vasıfsızlığı ve ayrıntısız düşünmeyi de barındırmakta olan bir kavramdır.

Şöyle ki, anın rehavetine kapılıp Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde asker aday gösterelim diyen sözde aydınlarımızın sayısı az değil. Çoğu yerde Engin Alan, İlker Başbuğ,Osman Pamukoğlu gibi isimlerin adı Cumhurbaşkanlığı seçimi için anılıyor. Erdoğan olmasın, Başbuğ'u çıkartalım karşısına o aday olsun tarzında söylemlerde işte bu mini popüleritenin getirdiği aklı selimden uzak yorumlardır.

Bir defa asker adam, demokratik adam değildir. Çoğulcu olması beklenemez,  çoğunlukçudur. İçerisinde yetiştiği asker kültürü daha kendi içersinde bile tek tip, emir komuta zincirine tabi,  insani olmayan yaptırımlara tabi, cebir ve şiddete dayalı , çok seslilikten tezat şekilde uzak bir kültürdür.
Asker , bu sistemde yoğrulmuş mayasıyla Cumhurbaşkanlığı yapamaz, yapmamalıdır.
Bunları göz önüne alarak, mini popüler yaklaşımların cazibesine kapılmamalı,  detaylı düşünme eylemi gerçekleştirilmelidir.


Bu bağlamda düşülen bir başka hata, mini popülaritenin cazibesine kapılıp onu olgusallaştırıp tek doğru haline getirmektir. Örneğin, Evrim teorisi bağlamında Darwin inancına sahip kişiler , karşılarında ilahi dinlerden bir tanesine inanan bir kişi gördüğünde üstünlük kompleksine girer, karşısındakinin düşünemediğini düşündüğünü düşünmektedir, onun bilmediğini bilmekte ve onun varamadığı sonuçlara vardığına inanmakta, dolayısıyla karşısında ki kulaktan dolma 2 bilgi ile gelen bir Müslüman da olsa, araştırmış okumuş mantığını kurmuş inançlı birisi de olsa ikisini de hor görür, alt benliğin emirlerine uyar, tek olduğunu düşünme yanılgısına düşer ve bu yanılgıya düşen yığınlar arasında kaybolur, bunu fark etmediği müddetçe de savunduğu hipotezi daha şiddetli savunur, çünkü alt benlik , kendini gerçekleştir, sen farklısın diye emretmektedir.

Yine aynı şekilde, bu konuda mini sınıfına dahil olan kimseler bunun bir ayrıcalık olduğunu düşünmektedir. Ancak popülere kapılanla miniye kapılan arasında pekte bir fark yoktur, çünkü ikisi de gelişime kapalı kıt düşünülmüş ve farklılıktan uzaktır.  Örneğin CHP seçmeni kendini daha seçkin addeder AKP'ye göre ve kendi partisini hunharca savunan bağnazları da çoğunluktadır.  Bu insanlar şöyle farklı değildir;  A kişisi tutucu bir ortamda yetişmiş ve o ortamda kabul görmek için AKP'yi benimsemiş,  C kişisi, tutucu olmayan bir ortamda Kemalizm egemen bir ortamda doğmuş ve o ortamda kabul görmek için CHP'yi benimsemiş. Bu iki kişi de az düşünüp çok konuşmuş, yeri geldiğinde 3 maymunu kendilerine karşı oynamış ve başarılı olmuş kişilerdir. Dolayısıyla burada popüler ile mini popüler arasında nitelik farkı olmadığı ortadadır. Tenzih edilmesi gereken kitle ise, hangi tarafı benimserse benimsesin, bunu sorgulamış, mantığını kurmuş, yeterince araştırma yapmış, neden  TKP'ye oy verdiğini bilmenin yanında LPD'ye nedem oy vermediğini de bilen kişidir, parti isimleri AKP-CHP-MHP diye değişebilir.

Nefs en büyük yalancıdır, ve kendini gerçekleştirmek için, mutlu olmak için mini popüler olanı tek, 'individiual' gibi gösterebilir. Kişi buna kendisini rahatlıkla inandırabilir. Şöyle mizahı bir analizle bitireyim :

Burada alttan 1 ve 2 popüler, 3 mini popüler, 4 yarı farkındalar, 5 ise bilinçliler olarak nitelendirilebilir.

Böyle sınıflandırmalarda kendinizi direk Malcolm X'in olduğu yerlerde görüyorsanız en altın bir veya 2 üstünde olmanız kuvvetle ihtimaldir.

Dipnot olarak; Cumhurbaşkanlığından söz ettik, Cumhurbaşkanlığı devletin baş makamıdır, aktif yetkileri kısıtlı olsa dahi, kamuoyu oluşturmak ve yasamayı hakkaniyete teşvik açısından ciddi görevleri vardır.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı , objektif olmayı bilen insanın işi olmalıdır.
İster gülün, ister geçin, benim önerim takip edebildiğim kadarıyla objektif olan, İlber Ortaylı hocadır, ne dersiniz?

Dipnot 2, kendi içinde kısmen çelişen bir yazıdır, çelişkiyi fark eden kendisine küçük bir sürpriz yapabilir.