28 Mart 2014 Cuma

Vatan elden gidiyor kaçıın! (1990's, anonim) (dün,bugün, yarın)

Bilmem duydunuz mu, vatana ihanet gerçekleştirilip çok gizli görüşmeler kamuoyuna sunulmuş ve bundan dolayı ulusal güvenliğimiz tehlikeye düşmüş. Tabii ki duydunuz, zira matematiksel olarak hesaplandığından zap yaparken bu haberlerden birine denk gelmeme olasılığınız yok.

Aihm kararlarından birisi der ki; Eğer hukuksuz da olsa yapılan ses kaydının açıklanmasında üstün kamu yararı varsa, kaydın kamuoyuna sunulması suç oluşturmaz.

Hukuk ve muhakeme her ne kadar bize uzak kavramlar olsa da, Dünya'da böyle bir işleyişin olduğunu da bilmek gerekir diye düşündüm.

Vatana ihanet, acaba çok gizli denilen görüşmeleri kamuoyu yararına servis etmek midir?
Yoksa:

- 28 askeri bilerek savaş çıkartmak uğruna şehit etmeyi düşünmek mi? (kendi Türk askerlerimizi)

-Sınıra adam gönderip kendi ülkeni bombalamayı düşünmek mi?

-Yüzsüz bir biçimde , güvenliğimiz ihlal edildi diye TÜRKİYE'DE Youtube'u kapatıp , Dünya'nın diğer yerlerinde bu konuşmalara ulaşılabileceği gerçeğinin söylenmemesi mi? Yani bu kayıtlar vatanın güvenliğini tehdit ediyor diye Türk vatandaşlarına yasaklanıyor, ancak İngiliz,İsrailli,ABD'li, Fransız, Yunan vs. bu kayıtlara sorunsuzca ulaşabiliyor, mantık nerede?

Yoksa vatana ihanet, Reyhanlı'da 52 vatandaşının ölümüne sebebiyet vermek midir? Olay günü ne hikmetse oradaki hiçbir mobese kamerasının çalışmaması mıdır?

Askeri vesayeti bitirip askere vesayet kurmak mıdır?

Kayıtlar montaj deyip en basit yoldan bile ispatlamamak mıdır?
Kimse kendisini kandırmasın, Bilal-Recep görüşmeleri montaj olsaydı, RTE ilk etapta Tib'den o saatte o görüşmelerin yapılmadığına ilişkin raporu alırdı, aldı mı ? Hayır. Çünkü o görüşmeler yapıldı. Ayrıca,eğer kayıtlar montaj olsaydı, civarda ki mobese kameralarından bakın benim evime kimse gelmiyor, kayıtlarda ki olaylar gerçekleşmiyor denmez miydi? Dendi mi? Hayır.

Acaba vatana ihanet, kendi ülkende 10 milyonlarca insan açlık sınırının dahi altında yaşarken, Suriye'ye milyarlarca dolar tutarında silah yardımı yapmak olabilir mi?

Veya,

okulsuz köyler, hastahanesiz beldeler dururken, müsrifçe havaalanı yapmaya kalkmak mıdır?

Kendi gözümle gördüm, Sabiha Gökçen Havalanı çeyrek kapasiteyle çalışıyor. Tam kapasiteye ulaşması durumunda genişlemesi için ağaç kesilmesi gerekmiyor. Peki neden 3. havaalanında diretiliyor?
Bu arada, Sabiha Gökçen havalimanına giden bir tek metro bile olmadığını biliyor muydunuz?

Vatana ihanet acaba, 29 yaşında bir İran'lı için TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANI'nın, kefil olması olabilir mi?

En şerefli Genelkurmay paşalarından bir tanesini hapse tıkıp, sonra çıktığına sevindim demek olabilir mi ya da?

Kimsenin derdi Erdoğanla, Akp ile veya onunla bununla değil. Eğer bu hukuksuzluklar yaşanmasaydı, eğer ülke yönetilmesi gerektiği gibi yönetilseydi, eğer ki hakkaniyet ve hukuk katledilmeseydi,bir kaç bin Cumhuriyetçi 70 yaşına basmış teyze haricinde kimsenin Erdoğan'la bu kadar derdi olmazdı.
Sorun kişiler, kurumlar değil. Sorun yapılanlar, olgular, mantık kuralları, olması gerekenler.

İnsanların gözlerinin içine baka baka kandırmak. Anayasal haklarını kullanan insanları terörist ilan edip ülkenin doğusunda terör devleti kuranlarla pazarlık masasına oturmak.

Bir savaş düşünün, A ve B tarafları arasında, sürekli A ve B 'den birileri ölüyor, Ama A , savaştan çekiliyor, B'ye tamam istediğini al diyor. O saatten sonra B neden A'ya zarar versin?
Doğuda zuhur eden durum işte budur. PKK-Türkiye mücadelesinde , PKK'ya tamam isteklerini kabul ediyoruz denmiştir. Dolayısıyla silahların kısmen susması normaldir. 30 Marttan sonra oraları karışır, umarım çok kan dökülmez.

Son olarak, bakınız Anayasa'da ne yazıyor:
MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3.– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.

Türkiye bugün bölünmezliğini yitirdi mi? Evet.
Türkiye bugün bir hukuk devleti mi? Hayır. (Başbakan, Adalet bakanını arayıp bunu tutuklayın diyebiliyorsa, orada hukuk yoktur.)

MADDE 5.– Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Bugün bağımsızlık ve bölünmezlik korunuyor mu? Hayır. Refah, huzur arttırılıyor mu? Tam tersine, toplum bizzat kutuplaştırılıyor, artık herkes kendisinden olmayana 'onlar' diyor. Böl parçala yönet. 

Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılıyor mu? Yoksa tam tersine daha çok kısıtlanıyor mu?

MADDE 9.– Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

Bu maddenin altına bir şey yazmaya dahi gerek görmüyorum. Ayıptır.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25.– Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Bugün insanlar sırf karşıt görüşten birisinin cenazesine gitti diye ateist , din düşmanı, hain ilan ediliyor mu? Evet, O zaman düşünce ve kanaat hürriyeti var mı? Hayır.

. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34.– (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.

Gösteri yapmak anayasal bir hak olması şöyle dursun, terör eylemi gibi gösteriliyor mu? Evet. Böyle bir hak var mı? Hayır. 

V. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
MADDE 48.– Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.

Bugün serbest bir teşebbüs olan dershaneler kapatılıyor mu? Evet. Özel teşebbüs serbestisi var mı? Hayır. 

Türkiye bir hukuk devleti değil. Türkiye şu anda yine enflasyonun çift haneli rakamları bulduğu, büyüme ortalamasının cumhuriyet ortalamasının dahi altında seyrettiği, nüfusun 4 te birinden fazlasının açlık sınırında yaşadığı , gelir dağılımı adaletsizliğinde sonlarda yer alan, insanların yaşam kalitelerini ölçen HDI 'de 67.sırada bulunan (yani bizden iyi koşullarda yaşam standardına sahip 66 ülke var!), zengin kaynaklarından yararlanamayan, 12 yılda 14 kez eğitim sisteminin değiştiği, insanların düşüncelerini açıkladı diye hapse girdiği, en çok tutuklu gazeteci sayısına sahip, 2014 yılında uyguladığı internet sansürleriyle cihana rezil olmuş muz cumhuriyetidir. 

Kimseyi özel olarak kastetmeden şunu söylüyorum, 1923'ten bugüne kadar, ülkenin bu hale gelmesine katkıda bulunan herkese teşekkürler. Ancak;
Juri özel ödülü, İsmet İnönü, Adnan Menderes,Süleyman Demirel, Turgut Özal ve tabii ki Recep Tayyip Erdoğan'a. 

Emeği geçenler sine-i millete de , teşekkürü borç bilirim. 


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder