30 Aralık 2013 Pazartesi

2 ucu pislik değnek, yobazlık

Yobaz deyince aklınızda ne canlandı?

Ben göstereyim : şu karikatür de vaaz veren tipinde bir şey :   Neden?  En temelde medyayla dayatılan bu çünkü.

 Ve, müslüman bir çevrede doğup bu çevrede kabul görmek isteyen, çok az bilgiyle çok büyük bir izlenim yaratmak isteyen, dini namaz ibadet ve ticaretten(!) ibaret zanneden maalesef büyük bir kitlenin de böyle var olmasından dolayı bu imaj kafanızda canlandı.

Peki nedir yobazlık? TDK'ya göre, bir görüşü körü körüne savunmak olarak özetlenebilecek olan kavramdır.  Benim sorgulayacağım şey ise , sadece dinci görünen yobazlar mı var? Niçin diğer türden yobazlara aslında yobaz değiller gibi muamele ediliyor?

Bu mesele kanımca bir  imaj meselesi . Zira ilk başta tarif ettiğim adamlarla o kadar özdeşleşmiş ki bir kavram , başka bir yobaz düşünülemiyor. Mesela, takım elbiseli düzgün traşlı, veya diz üstü etek+ gömlekli bir yobaz tahayyül edilmiyor.

Bu insanlardan yobaz yok mu?
Var. Hemde fazlasıyla. Şimdi bir kaç tespitle, hem ilk grubu, hemde ilkinden daha umarsız bulduğum ikinci grubu ifşa etmeye çalışacağım.

- 'Allahını seven 99999 müslüman arıyoruz, İslami paylaşım sayfası, Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyoruz ve destekliyoruz' gibi çeşitli facebook sayfalarının paylaştığı her şeyi doğru kabul eden grup. Bu gruba laf atmak çok zordur. Tek argüman , bir vesikalık resim ve altında boykot ediyoruz, Mcdonalds at eti kullanıyor, yeme yedirme, Erdoğan, 6. köprü inşaatına başladı gibi yazılar olmasına rağmen, insanlar bu sayfalarda yazan şeyleri paylaşmakta, daha da kötüsü inanmakta ve daha da kötüsü savunmaktalar. Argümantasyon yok, kanıt yok, sadece bir resim ve yazı.

-Diğer güruh,  Chpliyim diyen buraya, Tek Çare Sarıgül, çok temiz çok dürüst kılıçdaroğlu gibi sayfaların, yine vesikalık bir  Erdoğan resmi, altında Erdoğan'ın kızı, Erdoğan'ın kızı 52 bin Tl maaş alıyor! haberlerini kesin doğru olarak kabul edip, inanıp, hatta iman edip, hiç bir argümantasyon olmadan, kant belge olmadan savunmakta hiç bir yanlışlık görmemekte.
İşte bu da yobazlıktır.

Başka bir durum, bir insan, 48 saat daha direnirsek hükumet düşecekmiş cümlesine nasıl inanır?
 Niye düşüyor ? Nasıl düşüyor?  Zeplin mi bu hukümet?  Üstelik en kızdığım nokta ise, bunu yapanların kendilerini 'okumuş' ilan eden, siyasete hakim, hatta direnmesinin sebenini bu hakimlik olarak gören kimselerin olması.  Nedir yobazlık? Budur yobazlık.

Birisi çıkar gelir, 'Atatürk masonmuş, elini 44 derecelik açıyla cebine sokmuş çünkü' diyor , bunu resimlerle destekleyip, paylaşalım yayalım lütfen diyor.  Evet, inanılmaz güvenilir bir kaynak, gerçekten.

Ama bir diğer acı tarafı bu işin, anti tez üreten, Atatürk mason olamaz, çünkü Japonya'ya cami yaptırdı diyor.
Evet, kinaye değil, gerçek.  Şimdi, ilk adam, desteksiz salladı evet, ikinci adam da aynısını yaptı. Hemde kendisini ilk adamdan übergalaktik seviye de üstün görerek dedi bunu. Bak ,senin bilmediğin neler var demek istedi.

Sorun şu ki, ilk adam, Atatürk'ün mason localarını kapatan tek lider olduğunu bilmezken, ikinci adam Japonya'da ki camiyi yaptıranın Atatürk olmadığını bilmemekteydi.  Hiç bir kantıları yoktu ikisininde, ama vesikalık resimlere , işkembe-i kübradan söylenme bilgi(!)lere inanıp konuşmuşlardı, hatta ölümüne savunmuşlardı, tuz gölü derinliğinde.
İlgili fotoğraf:

Babadan oğula nesil olma meselesi var bir de, içler acısı.  Beyefendi, Ak partili bir çevrede yetişiyor, bilinçaltından mütevellit, çevresinde kabul görmek için o da onu savunuyor hem de hararetle. Yine bilgi noksanlığıyla tabi. Çünkü çevresinde ve tv de konuşulan şey bu, o da bunları kabul ediyor. Çünkü kolay, çünkü kabul görüyor, çünkü mutlu oluyor. Çünkü araştırması zor veya aklına gelmiyor, bu yüzden hiç bir araştırma yapmadan kabul ediyor, AKP'liyim diyor, kefen giyip , daha doğrusu boynuna dolayıp başbakan karşılamaya çıkıyor.  Ve yorumlar atıyor, ben başbakanın yolsuzluk yaptığına gözümle görsem inanmam diye.  Nedir bu adam?  Y.

Bu sefer hanımefendi olsun, Chp deyince aklıma hep baş örtülü ablaları gidin burdaaaan diye kovan cumhuriyetçi(!) teyzeler geldiği için, kadın üzerinden gideyim.  Bu hanımefendi, CHP'ci ve elit takılan bir çevrede doğuyor.  Çevresi CHP'li, izlenen kanallar alınan gazeteler (bkz. cumhuriyet) hep aynı telden çalmakta. Bu hanımefendi, yukarıda beyefendi ile aynı sebepten ötürü CHP fanatiği oluveriyor. İşin en kötü tarafı, zaten elit kesimden hissettiği için, Akp tarafını, halkın genelini yanılıyor olarak gördüğü için, kendisini tamamen her şeyin ayırdına varmış, nirvanaya ulaşmış  birisi olarak hissedip, biraz da elit hissettirdiği için, yine araştırmadan, okumadan, izlemeden, Chp fanatiği oluyor veee sorgulamak aklına gelse de yapmıyor, çünkü saydığım sebeplerden ötürü en akıllı kendisini zannediyor ve yanılabileceğine ihtimal vermiyor. Ayrıca, bu seçiminde , çevresinin etkisini asla kabul etmiyor, kendini farklı addedip, her şeyi kulak arkası ediyor.

Evet, iki resim arasında ki 7 fark?  Yok.

2 tarafın yaptığı da yobazlıktır. 2 tarafta yanlışını asla göremez.

Akplilerin yanında , çok abarttıkları için, uyarıp lafa girdiniz, öyle değil böyle, çünkü deyip uzun cümleler kurdunuz. Hemen CHP'ci ilan edilirsiniz. Çünkü başka bir dünya görüşü yok dünyada, birisi illa ki bişeycidir.

Aynı şeyi CHPlilerin yanında yapıni CHP'yi överlerken eleştirin, sonuç asla farklı olmuyor, hemen Akpli ilan edilip dışlanıyorsunuz. Çünkü aynı dünya görüşü, daha doğrusu göremeyişi burda da hakim.

Hani fark? İlki yobaz da ikincisi tek dişi kalmış canavar mı?

Sonra bu fanatikler, yazının başında bahsettiğim gibi, fanatikliklerine uyan şeyleri, hemen kabullenip savunmaya, karşı tarafın fikrini istediği kadar doğru olsun reddetmeye başlıyorlar. Kutuplaşma başlıyor.

Yobazlığın nedeni, dünya görüşlülüğünün dar olmasıdır. Okumamak, araştırmamak, görmemek, kendini farklı ihtimallere kapatmak, aklı geliştirmemek, aslında tüm bunların neticesinde olan 'ben' duygusunun, benim inandığım, dediğim , doğrudur, olgusunun gelişmesidir.

 Dinci olmak, Chp'ye oy vermek , başbakanı desteklemek falan değildir. eğer argümanlarınız sağlamsa,  yapıtğınız şey yobazlık olmayacaktır.

Son olarak, daha önce yaptığım bir tespitle bitireyim:



Sorun, insanların her duyduğuna inanması değil, işlerine gelen ve düşüncelerine paralel olan her duydukları şeye inanmaları.  






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder